9 Temmuz 2009 Perşembe

Tour de France’da İlk 5 Etabın Ardından


Efendim, tur başladığından beri çoğu kişiyi ekrana kilitlemiş vaziyette. Öncelikle işin ekran kısmından başlayalım. Eurosport Türkiye gerçekten çok iyi bir iş çıkarıyor tur anlatımında. Caner Eler ve şu anda adını hatırlayamadığım konukları gerçekten çok bilgililer ve bisiklet tarihine de göndermeler yaparak aksiyonsuz anlarda canımızın sıkılmasını engelliyorlar. İlerleyen günlerde Dirk Van Meyren de katılırsa tadından yenmeyecek hakikaten. Bir kaç ayrıntı vermeden geçemeyeceğim tabii. Caner Eler bir şeylerden bahsederken araya önemli bir olay girdiğinde anında olaya dönüyor ve zaman zaman olaydan sonra daha önce bahsettiği konuyu unutup yarım bırakıyor. Buna biraz daha dikkat ederse daha iyi olur gibi. Bir diğer olay da, 4. etapta takım arabaları konusunda yaşandı. Astana’nın uzun zamandır Volvo kullandığının farkında değillerdi. Bunun yanında diğer arabaların Skoda olduğunu inatla iddia etmeye devam ettiler. Onlar konuşurken ben Columbia takımının Volkswagen aracını ve başka bir takımın Fiat Linea’sını gördüm. Emin olmadıkları konularda bu kadar kesin konuşmamalılar canlı yayında. Komik duruma düşebiliyorlar.


Neyse, bisikletlere dönersek, Cancellara ilk günden beri sarı mayoyu bırakmadı. Bunun yanında Columbia takımından takip eden etaplarda muhteşem performanslar gördük. 2 etapta Cavendish’i kalabalığın önüne çok iyi fırlattılar ve etabı kazanmasını sağladılar. 3. etapta ise 30 kilometre kala yaptıkları atak gerçekten muhteşemdi. Takım halinde pelotondan koptular ve onlara katılan 10 kadar bisikletçiyle etabı bitirdiler. O etabın asıl konusu ise Armstrong’un kaçan ekibe Zubeldia ve Muravyev ile birlikte katılmasıydı. Contador arkada kaldı ve genel klasmanda Armstrong’a geçildi.

Tabii bu kaçış mevzuu ciddi bir olay oldu. Contador ve Armstrong arasındaki liderlik savaşında kimin baskın olacağı hakkında bir mesaj olarak algılayanlar da oldu, Astana’nın parçalandığını iddia edenler de. Tabi burada konuyu derinlemesine incelemek gerekir. Şöyle ki, Lance gerçekten 8. şampiyonluğu istiyor. Öte yandan Contador takımın en güçlü ismi olduğunun farkında. Ancak, 3. etapta Armstrong’dan bir “ağır ol bakalım” mesajı geldi Conti’ye. Kendisinin Twitter sayfasından da takip ettiğim kadarıyla takım içinde moraller oldukça yüksek ve bir çatışma ortada yok. Eldeki verileri birleştirince, Contador’un bu tur için Armstrong cephesinde yer aldığını söyleyebiliriz. Zaten takım zamana karşı etabında gördük ki herkes takıma sarı mayoyu getirmek için çabalıyor. Şu anda önde olan isim Armstrong olduğu için de(salise farkıyla Cancellara’nın ardından 2.), herkes onun için çalışıyor. Bu etapta kimsenin işten kaytarmaması, canla başla çalışması buna işaret.

Peki 4. etapta sarı mayonun Astana’ya geçmesini başarısızlık olarak mı algılamalıyız? Kesinlikle hayır. Bugün Milliyet’te haber , “Armstrong’a yazık oldu” şeklinde yayınlansa da Astana önümüzdeki birkaç düz etapta sarı mayoyu takımda bulundurmayarak sarı mayo taşıma ameleliğini Saxo Bank’a bırakmış durumda. Onlar uğraşsın, Cancellara ilk dağ etabında nasıl olsa düşecek mantığını izliyorlar ki kesinlikle mantıklı bir yol bence. Ne de olsa sarı mayo sadece Paris’te para ediyor.

Biraz Astana merkezli bir yazı oluyor. Diğerleri ne yapıyor ona da bakalım. Columbia, gerçekten muhteşem bir takım görüntüsü çiziyor. 2-3 sene öncesinin Quickstep’i gibiler. Lideri sprinte nasıl sokacaklarını gerçekten iyi biliyorlar.

Silence Lotto, şu anda krizde. Takım zamana karşı’da gerçekten kötü bir performans sergilediler ve şu görüntüde Cadel Evans’ın genel klasman iddiasını da zora soktular. Şimdiden 3 dakika geride olan Cadel, bakalım dağlarda bu farkı kapatabilecek mi, yoksa tura erken mi havlu atacak? Onun için gerçekten önemli olan etap Andorra tırmanışı. Geride kalırsa tamam, önlere gelirse devam diyecek.

Tur tüm heyecanıyla devam ediyor. Gelişmeler ilerleyen günlerde de Start Takozu’nda olacak. Bizden ayrılmayın:)

Hiç yorum yok: