7 Eylül 2009 Pazartesi

Derya Büyükuncu ve Türk Sporu


Derya Büyükuncu bugün NtvSpor'da birilerinin hoşuna gitmeyecek şeyler söylediği için yine eleştiri bombardımanına tutuldu. Adam çıktı, sponsorsuz, antrenörsüz, masörsüz çalışıyorum dedi. Yüzme federasyonunun kendisine destek vermediğinden dem vurdu. Kimse onun arkasında durmazken 5 olimpiyatta yüzdü bu adam. Es kaza yetişebilmiş bir sporcumuz olan Derya eleştiri yapınca suçlu oluyor ama ne hikmetse. Twitter'da spor gazetecileri tarafından eleştiriler geliyor. "Derya Büyükuncu klasiği, hep aynı edebiyat" deniyor. Hep aynı edebiyat tabi. Çünkü değişen birşey yok. Sorunlar 15 yıldan fazladır aynı olduğu için aynı edebiyatı yapıyor. Farklı şeyler söylemesine gerek yok çünkü.

Şimdi durum şöyle olsa eleştirileri anlarım. Ülken yüzmede birçok başarılı sporcu yetiştirir, Derya neden başarılı değil diye sorarsın. Ama yok böyle bir durum. Yıllardır Olimpiyat barajının altında olan bir adam bu. Var mı başka? Yok. E o halde bu adamı eleştirmek kimse kusura bakmasın ama korkaklıktır. Yönetenleri eleştiremediğin için sporcuya yükleniyorsan korkaksın. Bu kadar basit.

Derya Büyükuncu'nun durumundan utanç duymaları gerekir ülkenin yüzme sporu yöneticilerinin. Ama, federasyonu yöneten adamların bu duygudan bihaber olduklarını düşünüyorum. Sporu geliştirmek yerine baltalıyorlar. Ellerinde olan sporcuyu da küstürüyorlar. ABD'de feet sistemiyle yüzdüğü dereceği kabul etmeme noktasına kadar terbiyesizleşebiliyorlar. Sonra üç tarafı deniz olan ülkede neden yüzme zayıf? Sen geliştirme çabasında değilsin ki gelişsin güzel kardeşim. Gidip adama sponsor bul, antrenör tahsis et. En önemlisi, ülkeye geri getir. "ABD'de ölsem kimsenin haberi olmaz" dedi Derya. Ki doğrudur. Federasyon başkanının bile haberi olmaz. O eleştirenler de rahatlar. Derya artık yüzmeyecek diye.

9 Temmuz 2009 Perşembe

Tour de France’da İlk 5 Etabın Ardından


Efendim, tur başladığından beri çoğu kişiyi ekrana kilitlemiş vaziyette. Öncelikle işin ekran kısmından başlayalım. Eurosport Türkiye gerçekten çok iyi bir iş çıkarıyor tur anlatımında. Caner Eler ve şu anda adını hatırlayamadığım konukları gerçekten çok bilgililer ve bisiklet tarihine de göndermeler yaparak aksiyonsuz anlarda canımızın sıkılmasını engelliyorlar. İlerleyen günlerde Dirk Van Meyren de katılırsa tadından yenmeyecek hakikaten. Bir kaç ayrıntı vermeden geçemeyeceğim tabii. Caner Eler bir şeylerden bahsederken araya önemli bir olay girdiğinde anında olaya dönüyor ve zaman zaman olaydan sonra daha önce bahsettiği konuyu unutup yarım bırakıyor. Buna biraz daha dikkat ederse daha iyi olur gibi. Bir diğer olay da, 4. etapta takım arabaları konusunda yaşandı. Astana’nın uzun zamandır Volvo kullandığının farkında değillerdi. Bunun yanında diğer arabaların Skoda olduğunu inatla iddia etmeye devam ettiler. Onlar konuşurken ben Columbia takımının Volkswagen aracını ve başka bir takımın Fiat Linea’sını gördüm. Emin olmadıkları konularda bu kadar kesin konuşmamalılar canlı yayında. Komik duruma düşebiliyorlar.


Neyse, bisikletlere dönersek, Cancellara ilk günden beri sarı mayoyu bırakmadı. Bunun yanında Columbia takımından takip eden etaplarda muhteşem performanslar gördük. 2 etapta Cavendish’i kalabalığın önüne çok iyi fırlattılar ve etabı kazanmasını sağladılar. 3. etapta ise 30 kilometre kala yaptıkları atak gerçekten muhteşemdi. Takım halinde pelotondan koptular ve onlara katılan 10 kadar bisikletçiyle etabı bitirdiler. O etabın asıl konusu ise Armstrong’un kaçan ekibe Zubeldia ve Muravyev ile birlikte katılmasıydı. Contador arkada kaldı ve genel klasmanda Armstrong’a geçildi.

Tabii bu kaçış mevzuu ciddi bir olay oldu. Contador ve Armstrong arasındaki liderlik savaşında kimin baskın olacağı hakkında bir mesaj olarak algılayanlar da oldu, Astana’nın parçalandığını iddia edenler de. Tabi burada konuyu derinlemesine incelemek gerekir. Şöyle ki, Lance gerçekten 8. şampiyonluğu istiyor. Öte yandan Contador takımın en güçlü ismi olduğunun farkında. Ancak, 3. etapta Armstrong’dan bir “ağır ol bakalım” mesajı geldi Conti’ye. Kendisinin Twitter sayfasından da takip ettiğim kadarıyla takım içinde moraller oldukça yüksek ve bir çatışma ortada yok. Eldeki verileri birleştirince, Contador’un bu tur için Armstrong cephesinde yer aldığını söyleyebiliriz. Zaten takım zamana karşı etabında gördük ki herkes takıma sarı mayoyu getirmek için çabalıyor. Şu anda önde olan isim Armstrong olduğu için de(salise farkıyla Cancellara’nın ardından 2.), herkes onun için çalışıyor. Bu etapta kimsenin işten kaytarmaması, canla başla çalışması buna işaret.

Peki 4. etapta sarı mayonun Astana’ya geçmesini başarısızlık olarak mı algılamalıyız? Kesinlikle hayır. Bugün Milliyet’te haber , “Armstrong’a yazık oldu” şeklinde yayınlansa da Astana önümüzdeki birkaç düz etapta sarı mayoyu takımda bulundurmayarak sarı mayo taşıma ameleliğini Saxo Bank’a bırakmış durumda. Onlar uğraşsın, Cancellara ilk dağ etabında nasıl olsa düşecek mantığını izliyorlar ki kesinlikle mantıklı bir yol bence. Ne de olsa sarı mayo sadece Paris’te para ediyor.

Biraz Astana merkezli bir yazı oluyor. Diğerleri ne yapıyor ona da bakalım. Columbia, gerçekten muhteşem bir takım görüntüsü çiziyor. 2-3 sene öncesinin Quickstep’i gibiler. Lideri sprinte nasıl sokacaklarını gerçekten iyi biliyorlar.

Silence Lotto, şu anda krizde. Takım zamana karşı’da gerçekten kötü bir performans sergilediler ve şu görüntüde Cadel Evans’ın genel klasman iddiasını da zora soktular. Şimdiden 3 dakika geride olan Cadel, bakalım dağlarda bu farkı kapatabilecek mi, yoksa tura erken mi havlu atacak? Onun için gerçekten önemli olan etap Andorra tırmanışı. Geride kalırsa tamam, önlere gelirse devam diyecek.

Tur tüm heyecanıyla devam ediyor. Gelişmeler ilerleyen günlerde de Start Takozu’nda olacak. Bizden ayrılmayın:)

5 Temmuz 2009 Pazar

15

4 Temmuz 2009 Cumartesi

Şah - Mat


Advertising Agency: Juggernaut, USA

Tour de France Başlarken


Bisiklet severlerin yıl boyunca en çok beklediği an nihayet geldi çattı. 3 hafta boyunca bizleri ekrana kitleyecek olan tur bugün başladı. Hatta ben yazarken bireysel zamana karşı etabı Monaco'da devam ediyor.

Tur öncesinde en çok konuşulan konulara bakacak olursak, öncelikle Astana sorununu ele almak gerekir. Contador ve Armsrong'un liderlik durumu uzun süredir konuşuluyor. Astana, tur kadrosunu ilk açıkladığında Lance'in 1 numara olduğunu görmüştük. Ancak daha sonra 1 numaranın Alberto Contador'a gittiğini gördük. Bu konuda Johan Bruyneel'in de kafasının karışık olduğunu görebiliyoruz. Ama sonuçta tur içinde bu konular çözülecektir Lance'in dediği gibi.

Diğer konu da Valverde ve Boonen'in durumu. Valverde şu sıralar İtalyanlardan çekiyor. Doping suçlamaları ve saire derken turun 60 kilometresi İtalya'dan geçtiği için Valverde takımının yanında olamadı. Boonen'e gelirsek, ikinci kez kokain kullandığı anlaşılınca etik açıdan yarışlara davet edilmiyordu. Fransa'ya katılımı da son anda temyiz mahkemesi kararıyla belli olunca takım tanıtımında olmayan Boonen takıma 1 numara olarak dahil oldu. Basın toplantısında beyaz işine değinmedi ama iddialı da değildi. Yarışamadığı için formsuz olduğunu itiraf etti. Allan Davis, takımın lideri olarak çıkacaktı ama bir anda tur dışında kaldı. Bu sorunun altını takım menajeri, bir açıklamayla Boonen'in basın toplantısında bağladı. Takımın Boonen'in takımı olduğunu ve her şeyi onun etrafında oluştuğunu söyledi.

Favorilere gelirsek, ben 3 ismi favori olarak söyleyebilirim. Alberto Contador, Cadel Evans ve Andy Shleck. Bunun yanısıra Armstrong herkesin ortaya attığı favori olmakla beraber, bence 23 gün süren bir turu kazanabilecek güce sahip değil. Contador, çok iyi başladı sezona ve oldukça güçlü görünüyor. Plase olarak da Klöden'i verip yazıyı noktalıyor, iyi bir tur diliyorum.

20 Mayıs 2009 Çarşamba

12 Mayıs 2009 Salı

Frecce Tricolori


İtalyan Hava Kuvvetleri'nin gösteri ekibi Frecce Tricolori'nin Giro'nun 3. etabında bisikletçiler eski bir hava üssünün pistinden geçerken yaptığı şovdan bir kare. (kendimi Oğuz Haksever gibi hissettim bir an)
Ekip 9 adet Aermacchi MB-339 tipi uçak kullanıyor. İlgilenen varsa böyle buyursun, Frecce Tricolori. Turun 100. yılı şerefine pembe dumanla geçiş yapsalar daha hoş bir jest olurmuş tabii.

7 Mayıs 2009 Perşembe

Didier the Barbarian



Bana bu hareketi yapsa Bağcılar'dan Şile'ye kadar arkama bakmadan koşarım. Nasıl bir öfkedir bu ya. Hakem dünkü maçı yönettiğine pişman olmuştur sanırım. Her an rus mafyası tarafından çöp kutusuna atılabilir. Yanlış adamlara çattı...

6 Mayıs 2009 Çarşamba

Ordinaryüs


"Fenerbahçe'de efsaneleşen birçok futbolcu var. Neden Lefter'in heykeli dikildi. Çünkü efsane isimlerin her biri futbol profesörü, ancak bir tane ordinaryüs var. O da Lefter'dir."
Faruk Ilgaz

19 Nisan 2009 Pazar

Tour Of Turkey’de Final


Eurosport son 15 kilometrenin tekrarını girdi bugün. Ama ne 15 kilometre. Gerçi 15 kilometreden değil. Son 800 metrede oldu ne olduysa. Daryl Impey, Bariyerlere yakın sürerken, Theo Bos, muhtemelen bariyerlere çarpmamak için Impey'e tutundu ve ikisi de yere kapaklandı. Impey'in suratı kan içinde kaldı kazada. Bir süre de yerden kalkamadı. Tüm bunlar olurken, son 500 metrede de büyük bir kaza oldu. Ama o kaza sarı mayonun karıştığı kazanın gölgesinde kaldı(!). Etabı Sebastian Siedler kazandı. Ama beklenen Impey'in bitiş noktasına gelip gelemeyeceğiydi.

Impey kalktı, bisikletine bindi ve bir takım arkadaşının yardımıyla bitiş noktasını geçip şampiyonluğunu ilan etti. Ama ödüllerini alamadan ambulansla hastaneye kaldırıldı.

45. Cumhurbaşkanlığı turu, ya da benim deyişimle 2. Tour Of Turkey, bu dramayla sona erdi. Caner Eler'in dediği gibi, bir senaryo olsa inanmakta güçlük çekerdik.

Tour Of Turkey’de Son Güne Girerken

tot

Sadece bizim memlekette yapılıyor diye izliyordum başlarda ama, son günlerde gerçekten çok keyif vermeye başladı bu tur. Genel klasman 1 etap kala çok fazla karıştı. Şu anda sarı mayo Daryl Impey’de. İkinci sırada Davide Malacarne var ve liderin sadece 1 saniye arkasında. 3. sıradaki bisikletçi David Garcia ise 3 saniye geride. Beklenmedik bir kaza falan olmazsa yarınki finish’i seyretmek lazım çok renkli olacak gibi görünüyor.

17 Nisan 2009 Cuma

Pro Cycling Manager 2009



Hakettiği değeri bulamamış oyunlardan biri. Haziran'da geliyor.

5 Nisan 2009 Pazar

Top Gear


Nihayet 13. sezonun başlangıç tarihi belli oldu. Haziran'ın son haftası. Ama daha çok uzun bir zaman var. Neyse, benim daha seyredecek 4 sezonum var. O zamana kadar da haziran gelir her halde.

F1'de Yeni Dönem


Formula 1'e yeni heyecanlar katan bu adamları araçlarının legalliğini sorgulayarak yargılamak yerine tebrik etmek lazım. Ve hile-hurda ile puan toplamaya çalışanları bu camiadan uzaklaştırmak lazım...

Teşekkürler Ross Brawn, teşekkürler Jenson Button ve diğerleri. İki kutupluluğu yıktığınız için teşekkürler. Her ne kadar Ferrari'yi ön taraflarda görememek beni üzüyor olsa da yaptığınız iş çok önemli.

31 Mart 2009 Salı

Anelka'nın Poşusu


Türkiye'den bir hatıra olsa gerek.

Golf Keyfi





Ana Ivanovic - Rafael Nadal. Yakışmışlar da birbirlerine.

16 Mart 2009 Pazartesi

Kromaj



Futbolcuların arbalarla alıp veremediği ne çok merak ediyorum. Daha önce Ireland'ın rezil ettiği Range Rover'ın resmini yayınlamıştım. Premier lig'in tek zevksizi o değilmiş meğer. Gallas'ın SLR'ı getirdiği hale bakar mısınız?

Zevk mi? Gallas'da olmadığı kesin. Sanayide mi yaptırmış acaba?

Usta- Ağbi tamponları falan kromaj yapsak senin araba deli olur ha. Hatunlar hasta olur.
Gallas- Yapma yav. Komple kapla o zaman arabayı madem hatunlar seviyor.

13 Mart 2009 Cuma

Peloton



"Peloton yaşayan bir organizmadır"

Lance Armstrong

12 Mart 2009 Perşembe

Kazmalıkta Son Nokta



Bunları halı sahada yapsa bir sonraki maça çağırılmaz.

8 Mart 2009 Pazar

RTL WINTER SPORTS 2009

ds_0003

Bugün MV Shop’ta gezinirken rastladım bu oyuna. Kış sporu sevdam malum, hemen atladım. Bugüne kadarki tecrübelerim bana  bu oyundan bir şey beklemememi söylüyordu ama, fiyatının da oldukça uygun olması dolayısıyla fazla tereddüt etmedim oyunu alırken. Oyunu Tiglon ithal ediyor ve fiyatı sadece 9.90TL. Yani bir korsan oyun fiyatı. Dolayısıyla beğenmesem de içime oturmayacak bir fiyat etiketi mevcut.

 

Neyse, oyuna geçelim. Arayüz çok basit. Yolunuzu kaybetmeniz imkansız. Kariyer modunda çeşitli ödüller için yarışırken, serbest olarak da istediğimiz yarışmayı oynayabiliyoruz. Mevcut sporlar, alp disiplini, bobsleigh, kayakla atlama, luge, skeleton, artistik patinaj, curling, biathlon, snowboard  ve speed skating. Yani oldukça fazla sporu icra edebiliyorsunuz.

Sesler başarılı diyebilirim. İki tane eleman siz yarıırken geyik muhabbeti çeviriyor ve bu da kendinizi Eurosport seyreder gibi hissetmenizi sağlıyor. Grafikler ise gözü rahatsız etmeyecek kalitede

5990734.

Oynanış oldukça basit. her sporun kendine göre tuş kombinasyonları var ve müsabakalardan önce bunlar her seferinde gösteriliyor. Kafa karışıklığı bu sayede minimumda turulmuş.

Videoda oynanış hakkında fikir sahibi olabileceğiniz görüntüler mevcut zaten. Eğer benim gibi bir kış sporları tutkunuysanız, bu oyunu almamak için bir neden yok. Fiyatı fazlasıyla uygun ve bu tür oyunlar pek sık görünmüyor PC’lerimizde.

Notum: 6.5/10